Bir yeni fiyakalı trip.

Bu sıralar her gün yeni bir şey öğreniyorum.
Şu iki ciğerin ortasına kamp kuran aptal ağırlık, güzel geçirilmiş bir günün sonunda bile peydah olabiliyormuş.
Hala işin içinden çıkamayışlarım haddini aşacak sınıra dayandı.
İçimin, yanımda olmayışına mı yoksa hala aklımda oluşuna mı acıdığı sorunsalıyla boğuşuyorum. Kendime küfrediyorum.
Kaçamayışlarım ödenmesi gereken faturalar kıvamında.
Ve bir fotoğrafa bakmamak için kendimle inatlaşmalarım bu kadar çetin geçmemeli.
Yerimde sayışlarım ayaklarıma dolanan eskilerle ittifak kurmuş.
Çizgilere basmadan yürümeye çalıştığım sokaklar git gide daralıyor. Kaleiçine küfrediyorum.
Şu iki ciğerin ortasını tapulayan şerefsiz ağırlık, bir daha dinlememek üzere yeminler verilen bir şarkının halt etmesiymiş.
Yaşananların romantizm kılıfına sıkışıp kalmasından ziyade bir de oraya allah kahretsin ki çok yakışması adlı sorunsalla uğraşıyorum.
Herhangi bir sebep bulamayışlarımı keşke alkol ikimizi de ele geçirmiş olsaydı iç çekişiyle bağlıyorum.
İsyanlarım kendi kendini imha eden bomba kıvamında.


Bu sıralar her gün bir yeni fiyakalı trip icat ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder