Uzun zamandır bu kadar kötü bir gün geçirmemiştim.
Bakın insanın aslında gayet keyiflenebildiği hatta tabiri cuk oturacaksa keyiften bilmem kaç köşe olduğu ortamlarda gözlerinin dolup dudaklarının titremesi gerçekten çok saçma.
Ve tüm bunlara sebep olan 'özlemek ama uzak durmak gerekmek' adlı eylemse toptan tedavülden kaldırılmalı.
Çünkü artık can bu kadarına da dayanamıyordu. Aslında alışıyordu bir yerden sonra yavaş yavaş ya da  alıştığını sandığının bilmem kaçıncı gününde cevapsız bıraktığı mesajlara dişlerini sıkıyordu.
Bu konuda çok ciddiyim insanın kaçabilmek için yaptığı dalağını patlatacak koşulardan sonra aslında hala aynı noktada oluşuna tanık olması gerçekten içler acısı.
Hatta koştukça altındaki toprağı kazıyor oluşuna henüz literatürde uygun deyim bulunamadı.
Afilli cümleler hoşuma gitmiyor desem yalan.
Uzun zamandır bir gün her şeyin yoluna gireceğini umut ederek yaşıyorum ve umut yanılmışım ki tükenebilen bir şeymiş.
'Benim de hayatım bu kadarmış' noktasını teğet geçen depresyonlara giriyorum. Giriyorum. Çıkıyorum. Giriyorum. Çıkamıyorum. Ama hayır, bir daha oralara geri dönemeyeceğim.
Biraz düşününce 'sevmenin de bir yeterincesi' olduğunu akıllara getiren bir sevgiyi kendine layık görmek kadar küçük düşürücü bir şey de yok. 
Çünkü hep söylediğimden. Tüm o cümleleri duymaktan daha önemli olan sadece dilde söylenmiş olmadıklarına adı kadar emin olmaktı.
Hiçbir zaman emin olamamayı bırak artık hiçbir zaman ağzından o cümleleri duyamayacak olduğum bir adamı hala da seviyor olmaksa yalnız bana mahsus bir yalnızlıktı.
Uzun zamandır bu kadar kötü bir gün geçirmemiştim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder