Çayın altı. Açık.

Öncelikle şu çekik gözler(in) meselesi.
Evet fazlasıyla sevmektey(d)im, şimdiyse ne haldeyim inan pek fikrim yok.
Parantezler olmasa napardık.
Oysa mesela dün bu saatler denize kıyımız olurdu. Çok mu şeydi?
Tuzlu sular getirirdim dönüşte biraz daha olsun sevebilmek için.
Yanlış olmasın şehri.
Sarı olanı.
Ama mavi ne güzel şeydi. En iyi sen bilirdin. Beni ve pek tabi mavi.
Geçen takvime baktım bu arada. Tam 5 gün olmuşşşş.
Daha önümde nasıl uzun bir zaman varsa gözüm korkmadı desem yalan.
Yaparım ama biliyorsun.
Önceden de yaptım. En iyi sen biliyorsun.
Mesela şu saatlerde yeni yeni karasala geçmiş olmak vardı.
Dönmek istemiyorum diye mızmızlanan küçük çocuğu seninle bırakırdım.
Kıyamazdım.
KıyamazdıM.
Ki zaten muhtemelen sen bana kıymış olurdun. Bir ve son kez daha.
Ben o otobüste (gri demişti biri, eminim gri olacaktı).
Kafam camda titrerdi, benim dudaklarım. 
Ağlarken oluyor öyle bilirsin. En iyi sen bilirsin.
En çok sen ağlattığından mı beni? Bak buralar ihtimal dahili.
Yine de balık ekmek yerdik ya belki de yeterdi.
Şeyde. Eminönü. Di mi?
Vapur da güzel şey mübarek. Yani muhtemelen. 
Beşiktaş iskelesinde de ne güzel sabahlanırdı.
Tabi bunlar hep benim kafamdaydı. Hayal ede ede bir hal olmuştum da öylece kalakaldı.
Korkma alışığım.
Ben yine aynı yerlerdeydim ki tam 5 gün olmuşşşş.
Geçti bak. Ben ağlamıyorsam geçmiştir arkadaş. Derken akan iki üç damlanın aramızda lafı olmaz.
Uzak diye bir şey nasıl da var bir bilsen. Bildiğini biliyorum. Çünkü en iyi sen.
Merak etme ben iyiyim.
Hoş merak ettiğinden de pek emin değilim. Ama nasıl olsa bir gün aklına geleceğim.
Üzgünüm yapmak zorundaydım ama bana ulaşman mümkün olmayacak.
Rakamlarla aram iyi ama endişelenme.
Bir türlü unutturmuyorlar kendilerini.
Yani diyeceğim o ki sen hala benimlesin.
Benim olma kısmını aşalı çoook. Ama nasıl çok.
Yastıkların da adı değişti. 
Daha doğrusu bu adsızlık biraz sürebilir. Yine de gün gelecek.
O gün eninde sonunda gelecek. Bakma sen.
Adsızlık eninde sonunda bitecek.
Çakmaklar bile durmuyorlar yerlerinde bak.
Elbet onu da biri çarpacak bir gün. Çoktan çarpılmış da olabilir.
Ya da gazı bitmiştir. Çöptedir.
İnan bilmiyorum.
Tamamen bir yabancıya emanet etmiştim. Hatırlamıyorum.
Fotoğraflarsa geri dönüşüm kutusuna ve geri dönüşüm kutusuysa kim bilir nerelere.
Bitiyor bitiyor. Az kaldı.
En azından güneşli günlerde keyiflenmek kolay artık.
Bu nasıl kocaman bir adım bilmen lazım. En ama en iyi senin bilmen lazım.
Beni ağlattığın güneşli günleri bile affettim.
Ben iyileştim.
Seninle güzel olmak falan yoktu.
Bir kere de kabul etsinler arkadaş. Şairler bile yanılmıştı.
Olağanmış böyle şeyler.
Dün bu saatler denize kıyısı olmak vardı da neyse varsın o da olmasın.
Ben denize kıyısı olmayan insanları bile sevebiliyorum.
Yahu allaaşşkına sen beni nasıl?
Dün bu saatler, şu anki saatler ve gelecek bütün saatler.
Ben iyi olacağım. Merak etme. Ya da et.
Önemi kalmadı.
Ben iyiyim.
Ben iyi olacağım.
Çünkü eminim ki 5 gün öncesi kadar kötü olmak.
Bir daha mümkün olmayacak.
5 gün olmuşşşş birazdan 6.
Tek eksik varsa o da ev
Biraz mutfak. Bir demlik çay.
Yine de altı açık.
Bilirsin. Bilmez olur musun hiç? Bilirsin. En iyi sen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder