Merhaba. İki(2).

Bu sabah yine yalnız kahvaltı yaptım.
Mühim değil çok daha yalnız olduğum 2 kişilik kahvaltılarım da olmuştu.
Bu sabah yine hava çok güzel. Ve önümde bilmem kaç haftanın birikmiş ders notları. Yaz tatili için yapılan yeme de yanında yatmalık planlar ve suya düşecek olmaları gerginliği.
Uyanmaya yakın mutsuz bir rüya gördüm. İçinde tren, elma, aslında tanışmayan ama çok iyi anlaşan arkadaşlarım, kaleiçi, merdiven, ıhlamur, deniz, iskambil kartları ve o olan kadar mutsuz bir rüya. Şöyle bir düşününce mümkün dahi olmaması gerekiyor.
Olsun içinde o olmayan gülümsemelik rüyalarım da olmuştu.
Yaklaşık 2 saat gibi gelen bir yarım saattir "Hadi" temalı telefonlar bekliyorum.
"Hadi şu güzel havayı öldürmeyelim"
"Hadi bir kahve -çay, sahlep, aystiğ ya da her ne haltsa herhangi bir şeyler- içelim"
"Hadi tavlada bir boyunun ölçüsünü alayım"
"Hadi atla bir otobüse ve buraya gel"
Bu odanın sessizliği beni fazla geriyor. Sessizlikleri genelde sevmiyorum. Yapmak için sessizliğe ihtiyaç duyduğum bir şeyde bile gider içerideki odadan televizyonu açarım.
İki iki daha yine iki.
Yine de 'sadece sussak bile yeterdi' dediğim 2 biralık sohbetlerim de olmuştu.
Bu sabah hastalık belirtilerinden birkaçıyla uyandım. Surat asıklığının sebebi. Açık ve net.
Şu ansa olmak istediğim tek yer ev.


Galiba benim iki(2)ye takıntım var. 
Elde edilemeyenin çekiciliği olsa gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder