Kanmayı seçer insan.

Her -sınırlı sayıda- gün aynı hayatı yaşıyoruz ne tuhaf. Bir yağmur yağsa yerine gelecek keyiflerden ibaret ömür. Yerinden gitmeler'i bizim suçumuz değil.
Daha yaşayacağı şehri seçemiyor insan nasıl suçlu olsun. Deniz bile göremiyor oturduğu yerden. Parmak uçlarına uzansa da nafile. Bir zamanlar parmak uçlarına uzanınca yıldızlar tutulan yazılar yazardım oysa. Umutların tükenebilirliği, şekil bir a.
Kötü insanlara alıştım. Kötü kalplere, kötü geçen günlere, o günlerin acısının haksız yere çıktığı hallere. Kabullenmeye programlanmış insan nasıl suçlu olsun. Suçu şehirlerde aradığım yazılar yazardım oysa. Yanıldığımı da kabulleniyorum. Küçük bir balkon da yetermiş insana -bu sefer deniz göreninden-.
Kuru sokağa bakan pencere önünde içiyorum artık sigaralarımı. Haksızlık bu. Elimin sigara varmayacağı hallere özeniyorum. Şimdi bunda insan nasıl suçlu olsun. Bir zamanlar aşk acısı da yazardım. Neyse ki hayatın toparlanabilirliği.
Geri gelmeyecek şeyleri istemeyi bıraktım. Bir yağmur yağınca yerine gelen keyifler biriktiriyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder