Seni gördüm.
En umudu kestiğim, son görüşüm de o merdivenin başındaydı yedi ay kadar öncesi, dediğim zamanda gördüm.
Kilo mu vermişsen artık her ne olmuşsa tanıyamadım arkadan.
Sırf bunun için bile mutsuz olunurdu da her şeyi boşver ben seni gördüm.
Hala da nasıl seviyorsam allah kahretsin.
Gördüm işte.
O karşında oturanı da gördüm.
Aramıza eklenen bir yenisi daha işte dedim, geçtim.
Umrumda bile olmadı emin ol.
Senin beni görmemiş olman kadar üzmedi bile.
Oysa bıraksalardı da o karşındaki masaya otursaydım.
Kime neydi.
Üzüleceksem üzülürdüm, seviyorum ben kime neydi.
Onlar kimdi ki izin vermiyorlardı.
Arkadaşlarımdı.
Ama ben seni gördüm.
Üç masa arkamda oturuyordun sen.
Arkan dönük.
Ne olurdu beş dakika fazla görseydim.
Anlamıyorlar, boşversene ben seni gördüm.
İyiliğimi falan düşünmesinler, iyilik mi kalmış bu saatten sonra.
Kimseye bahsini bile açamam ki artık.
Çünkü herkes her şeyi ne de güzel biliyor.
Senden vazgeçtim diye seni sevmekten de vazgeçmek mi lazım.
Senden kaçtım diye, nolurdu sanki o masaya otursam.
Kime ne, ben seni gördüm.
Gelip de konuşamazdın benimle bilmiyor muyum.
Merak işte.
Beni gördüğünde nasıl bakacağını bilsem yeterdi.
Anlardım ben.
Sen yine yormazdın kendini.
Sen de görseydin ya beni.
Ben nasılsa o sim kartını kırıp atamadım, bakardım belki -değil kesin- silinmeyip saklanacak bir şey daha olurdu.
Şimdi senin haberin yok ama.
Ben seni gördüm.
Boşversene.
Gülerek akan yaşlara bir yenisi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder